29 Şubat 2012 Çarşamba

KURABİYE GÜNÜ...


Anneler bilirler çocukları en çok oyalayan şeylerden biridir kurabiye yapımı. Biz de dün soğuktan evden çıkamayınca kızımla kurabiye yaptık...














 Minik Kurabiyecikler...

1 paket sana yağı
1 su bardağı buğday nişastası
1 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 paket vanilin
Aldığı kadar un

Misket büyüklüğünde küçük toplar yapıp tepsiye sıraladıktan sonra 175 C'de üzeri pembeleşinceye kadar pişirilir. Başka bir tarafta da iki yemek kaşığı tarçın ile iki yemek kaşığı şeker karıştırılıp pişen kurabiyelerin üzerine serpilir.

28 Şubat 2012 Salı

KAĞITTAN GÜLLER...




Bir sitede gördüm bu gülleri ve çok hoşuma gitti. Yapılışı çok basit ; ihtiyacınız olan iki renk peçete , makas ve biraz iplik...Dekor amaçlı , duvar süsü olarak kullanılmış ; doğumgünlerinde odayı süslemek için balon yerine de kullanılabilir.

Önce iki ayrı renk ve farklı büyüklükteki peçeteyi üstüste koyun.


Kedi merdiveni yapar gibi katlayın. Yalnız hangi renk , çiçeğin iç yaprağı olsun istiyorsanız o rengi içte bırakacak şekilde katlayın.


Katladıktan sonra kenarlarını makasla oval kesin.



Ortasından iple bağlayıp katları açtırın.



En son olarak da elinizle her bir peçete katına yaprak formu verin.


İşte bu kadar basit.
NOT: Çiçeğin orjinali ise aşağıdaki adreste...



27 Şubat 2012 Pazartesi

HALAMIN ANISINA...

     Dün halamı kaybettim. Onu kaybetmekten çok kendi ayıbıma üzüldüm. En son ne zaman gördüm hatırlamıyorum bile... Küslük falan yoktu aramızda ama hayat şartları işte. İş güç , çoluk çocuk derdi , fırsat olmadı. İstediğim yere gitmeye , tatile , arkadaşlarla buluşmaya engel olmadı da , halamı görmeye engel oldu hayat şartları. Altı senede sadece iki kere gördüm onu. Biri zaten babaannemin cenazesiydi ; düğünde cenazade mutlaka birleşir ya aile ; diğeri ise ne zamandı hatırlamıyorum. Hiç mi otobüs dolmuş yoktu da gidemedim; eşime söyleseydim götürmeyecek miydi beni ? Ama işte hayat şartları...
     Mezarına koyup üzerine toprak attıklarında aklına geliyor ancak , başka zaman değil. O zaman içine oturuyor da düşünüyorsun. ''Halacığım , özür dilerim senden ; beni affet ''dedim başucunda dikilip son duamı ederken. Ama neye yarar daha önce anlasaydım ya bunları , gitseydim yanına görseydim ya onu. O bizi o kadar severken ''Boncuğum , Minnoşum özledim' 'derken neredeydik ?  Hangimiz Minnoş , hangimiz Boncuk'tuk onu bile hatırlamıyorum.
     Dün babam dedi ki '' kuşlarla konuşurdu benim kardeşim yalnızlıktan '' Daha da çok içerledim. Bu kadar mı meşguldük biz , bu kadar mı ağırdı hayatın şartları ; tek istedikleri bizi beş dakika olsun görmekten başka isteği olmayan insanlara gidemeyecek kadar?
     Affet halacığım bizi Allah senin günahlarından önce bizimkileri affetsin.
     Rahat uyu emi halacığım artık yalnız değilsin...

24 Şubat 2012 Cuma

KİLİZMAN...









 Havanın güzelliğinden istifade hemen kendimizi deniz kenarına attık. Sıla'nın dediği gibi 'İyi gelmez mi hiç deniz havası ?' ...


KAFA NEREYE BİZ ORAYA...

KAZAK YENİLEME...



Nedense aynı kazağın beş rengini almışım ; doğal olarak giymekten sıkılıyorum artık. Bu yüzden ufak değişikliklerle yeni kazaklar yapıyorum kendime...

Önce yakasını kestim. Ben yaka biraz omuza düşsün istedim o yüzden fazla açtım ; daha kapalı yaka için,  boğaz kısmının hemen altından kesilebilir. Kestiğim yeri elimde dikerek çevirdim.



Boğaz kısmından çıkan parçayı da bir parmak kalınlığında şeritler halinde kesip kollara diktim. Yeni bir görünüm oldu böylece.



23 Şubat 2012 Perşembe

BAHAR DALLARIM...




Önceden toplamış olduğum dalları nasıl değerlendirim diye internette gezinirken peçetelerden çiçek yaptıklarını gördüm ; hoşuma gitti. Ben de önce dallarımı gümüş sprey boyayla boyadım sonra da kızımın faaliyet kağıtlarından (eskiden grafon kağıdı denirdi) renkli çiçekler yapıp slikon tabancasıyla yapıştırdım ve sonuç...

Çiçeklerin yapımını ise fotoğraflarla anlatmaya çalıştım ; yapımı oldukça basit.




 







21 Şubat 2012 Salı

BABASININ KAZAĞINDAN KIZIMA ELBİSE...


Eşime daha önceden aldığım ve çok sevdiği kazak çekince ben de kızıma elbise yapmaya karar verdim. Kalıp olarak kızımın bir tuniğini kullandım ; boyunu biraz uzun tuttum.



Yakadan çıkan parçayı ise fırfır şeklinde dikip omuzlara monte ettim.





MERHABA...

Özetle ,
Beş yıl ara verdikten sonra sonra tekrar yazmaya karar verdiğimde blogcuda yaşanan teknik problemlerden dolayı kendime bir blogger hesabı açtım. Yine günlük yaşamımdan kesitler ve bu aralar merak saldığım yeniden değerleme işleriyle buradayım...